Caddebostan'da Bir Gün

İlkin tekniksel olaylara değineyim. Ben bu videoyu 60p çektim ki slow motion yaparım o yüzden yüksek firem ile çekem ki işe yarasın dedim lakin hiç sılov moyşına ihtiyaç duymuyorum (sportif veya türlü türlü estetiksel olaylar dışında) bu nedenle artık genel anlamda full hd 23.976 fps görüntü ile video çekmeye karar verdim. Bu videonun sekuensinden çıktı alırkene de dört döndüm iyi şimdi bu 60p ama ben 23 ile çıktı mıktı derken içime sinmedi 29 fipies ile bu videoyu kotardım ya da içine ettim, neyse ders oldu bana. 

Makinem bana türlü türlü seçenek sununca insan maymunlaşıyor (ya da bilgisizlikten) Bu videoyu yaparken 103 ayrı videoyu eleyip bir şeyler yapmaya çalıştım. Kişisel tecrübeme göre fazla fazla kareden olmak üzere video çekmek lazım çünkü elimizde alternatifleriyle birlikte kurgu yapma imkanı doğuyor ama aynı zamanda kurguyu oluşturma zamanını da hayli hayli attırıyor.

Sahil'deki bu çökmüş yeri çekerken bir amca arkamdan beyfendi! beyfendi! diye seslendi duymazlıktan geliyorum tabi. Kulağımda kulaklıkla çekim yapıyorum birisi "garhdeşim yassahkg" diyesiye kadar görüntü alabildiğim için malesef bu tekniği mi yoksa uyanıklılığı mı geliştirdim yoruma açık. Hayır milletimizin her türlü sansürü nasıl da seviyor buna bir türlü açıklama getiremiyorum. "Sen niye çekiyorsun bunu şimdi?" sanane adam. Herkes kendi şarkısını söylemeli ben de böyle söylüyorum ama bazıları işte şarkının ne demek olduğunu dahi bile bilmiyorlar. Neyse beyfendi diye seslenen amca, görevli misiniz diye sordu.. Herhalde benim şehir mühendisi olduğumu düşündü annem bu duruma şahit olsa eminim çok gururlanırdı ;) Yok dedim beyfendi ben böle böle çekiyom sadece. Beyfendi - anladım, deyiverdi ben de yoluma devam ediverdim.  Bi de bu videonun son anlarına doğru kendimi feci kaptırmışım amma nasıl feci deneysel çalışıyorum(!) yolda havalanan bi poşet gördüm. Başladım poşeti çekmeye. Napayım vaktiyle amerikan biutiy filmindeki o sahne beni çok etkilemiştir. Ne güzel sahneydi.